Aşiyan Müzesi
Tevfik Fikret, uzun süre boğaz peyzajına bakan bahçe içinde bir evde oturma özlemini 1906 yılında Aşiyan’daki eviyle gerçekleştirmiştir. Rumeli Hisarı’nın sırtında, Robert Kolej’inin yanında önceden beri çok sevdiği bu yerde evini yapmıştır.

Tevfik Fikret’in müze olmuş evi: Aşiyan Müzesi, http://www.arpaboyuyol.com/2015/06/asiyanmuzesi/ [05.05.2017].

Aşiyan Tepesinden Boğaziçi Manzarası, http://www.arpaboyuyol.com/2015/06/asiyanmuzesi/ [05.05.2017].
Projesi Tevfik Fikret tarafından çizilmiş Aşiyan’ın yapımına 1905 yılında başlanmış, evin inşaatı 1906 da tamamlanmıştır. Aşiyan, Fikret’in ölümünden sonra eski durumunu korumuşsa da bir süre sonra ihtiyaç gereği eşi tarafından ev kolej öğrencilerine pansiyon olarak kiralanmış, hatta satılma tehlikesi de gündeme gelmiştir.
Bunun üzerine o dönem Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı olan Lütfi Kırdar, Aşiyan’ın şehir adına satın alınması ve bir Edebiyat-ı Cedide Müzesi haline getirilmesi düşüncesinde buluşmuşlardır. Bu düşüncenin Şehir Meclisi’nde kabul edilmesiyle Aşiyan İstanbul Belediyesi tarafından satın alınmıştır. 19 Ağustos 1945 tarihinde Aşiyan “Edebiyat-ı Cedide Müzesi” adıyla büyük bir törenle açılmıştır.
Müze hazırlık çalışmaları sırasında oluşturulan komisyon tarafından Tanzimat Edebiyatı ve özellikle Edebiyat-ı Cedide döneminin önemli sanatçılarının eşyaları toplanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla müze envanterine katılan eserler arasında özellikle Şair-i Azam Abdülhak Hamid Tarhan’ı görmekteyiz. Tarhan’ın eşyaları son eşi Madam Lüsyen tarafından İstanbul Belediyesine bağışlanmış daha sonra da müzeye devredilmiştir.
Recaizade Ekrem Bey, Ali Ekrem Bolayır, Namık Kemal ve Edebiyat-ı Cedidecilere ait fotoğraf ve kitaplarında müze koleksiyonuna bu dönem içinde katılmıştır. Aşiyan’ın gerçek sahibi olan Tevfik Fikret ve ailesine ait eşyalarsa, şairin eşi Nazime Hanım ve arkadaşlarından alınarak müze koleksiyonundaki Tevfik Fikret bölümü oluşturulmuştur. 1959 yılında Şair Nigar Hanım’ın eşyaları, kitapları ve arşivi de müzeye getirilerek koleksiyon zenginleştirilmiştir.

20. YY Başında Aşiyan, http://asiyanmuzesi.com/index.php/tr/extras/sergi-salonlar/bahce [05.05.2017].

Aşiyan Müzesi’nin Bahçesinde Bulunan Tevfik Fikret’in Mezarı,
http://asiyanmuzesi.com/index.php/tr/extras/2012-04-01-16-01-38 [05.05.2017].
Mihri Müşfik Hanım
26 Şubat 1886 tarihinde ilk Türk kadın ressamlarımızdan Mihri Rasim (Müşfik) Hanım İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Askeri Tıbbiye’nin önemli hocalarından Çerkez asıllı Dr. Mehmet Rasim Paşa’nın kızıdır. Önemli Türk kadın ressamlarımızdan Hale Asaf’ın teyzesidir.

Mihri Müşfik Hanım,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Mihri_M%C3%BC%C5%9Ffik_Han%C4%B1m [07.05.2017].
1891’de İstanbul’a gelerek 1896’da, “Sultan’nın Ressamı” unvanını alan ünlü İtalyan Ressam Fausto Zonaro’yla çalışmıştır. Daha sonra resim eğitimine devam edebilmek amacıyla bir rivayete göre Padişahlık döneminde aldığı resim eğitiminin ve yurt dışında öğrenim görmesinin aykırı bulunacağını düşündüğünden sahte pasaportla Roma’ya gitmiş, oradan da Paris’e geçmiştir. Paris’e gidişinin ardından orada tanıştığı, Selami Bey ile evlenmiştir.
Mihri Hanım’ın Fransa’yla borç anlaşması yapmak üzere, Paris’te bulunan dönemin Osmanlı Maliye Nazırı Cavit Bey’le tanışmasıyla eğitimci kariyeri başlamıştır. İstanbul’a döndüğünde, dönemin Maarif nazırı Ahmet Şükrü Bey’le görüşerek kız öğrenciler için Sanayi Nefise Mektebi’nin kurulmasını istemiştir. 1913 yılında İstanbul Kız Öğretmen Okulu’na atanmış, burada bir yıl süreyle görev yapmıştır.
- Mihri Hanım Otoportre, Tuval üzerine yağlıboya, 71 x 61 cm, Bulunduğu Yer: Özel Koleksiyon http://turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=1490 [07.05.2017].
- Kadın Portresi, Tuval üzerine yağlıboya, 98,5 x 61 cm, Bulunduğu Yer: İstanbul Resim Heykel Müzesi http://turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=1490 [07.05.2017].
- Atatürk Portresi, Malzeme ve Teknik: Bilinmiyor Boyutlar: Bilinmiyor Bulunduğu Yer: Bilinmiyor http://turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=1490 [07.05.2017].
Plastik sanatlar, 1883 yılında Osman Hamdi Bey tarafından kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi Âlisi ile sanat eğitiminde kurumsallaşmanın temelleri atılmıştır. Ancak bu okul sadece erkekler içindir. Oysaki Mihri Hanım kadınların da tıpkı erkekler gibi üst düzey bir eğitimden geçmesini istemiştir. Bu hayali, 1914 yılında İnas Sanayi-i Nefise Mektebi ile gerçek olmuştur. İlk olarak Zeynep Hanım Konağı’nın ikinci katında eğitime başlayan okul, atölye haline getirilen iki odada hizmet vermiştir. Bir süre sonra Bezmiâlem Kız Sultanisine taşınan okul, Sanayi-i Nefise Mektebi ile birleşmeden önce son olarak Gedikpaşa’da eğitime devam etmiştir.
Mihri Hanım’a İstanbul yine dar gelmeye başlamış ve yeniden İtalya’nın yolunu tutmuştur. Oradaki dostları sayesinde Vatikan’a kabul edilmiş ve burada Papa 15. Benedict’in portresini çizmiştir. Mihri Hanım aynı zamanda Hristiyan olmayıp aynı zamanda bir Papa’nın portresini yapan ilk ressamdır.
Tam bir seyyah olan Mihri Hanım, İtalya’nın ardından Amerika’ya gitmiş ve hayatının sonuna kadar burada yaşamıştır. Mihri Hanım; New York, Washington ve Chicago’da üniversitelerde konuk resim profesörlüğü yapmıştır. Amerika’da yine bir ilki gerçekleştiren Mihri Müşfik Hanım George De Maziroff Galerisi’nde ilk kişisel sergisini düzenleyen kadın ressam olmuştur. Bir sürü ilke imza atan Mihri Hanım, 1954 yılında New York’ta yaşamını yitirmiştir.
Tevfik Fikret ve Mihri Müşfik
Tevfik Fikret çok küçük yaşlardan itibaren resim sanatına ilgi duymuştur. Resim sanatına olan ilgisinin artması ve bu konudaki girişimleri Sultani’de öğrenci olduğu yıllara rastlar. Şair resme olan ilgisini ileriki yaşlarında da sürdürmüştür. Aşiyan’da yirmi beşe yakın tablosu bulunmaktadır. Lakin Fikret’in resimleri, çoğu sanat eleştirmeni tarafından ustalık düzeyine ulaşmamış olarak görülmektedir. Şair aynı zamanda Servet-i Fünun dergisinin başına geçtikten sonra burada tabloların altına şiirler yazarak her iki sanat dalını birleştirmeye çalışmıştır.
Ayrıca Aşiyan’ın resmini ve planını yapan da Tevfik Fikret’tir. Şair resim yapmak ve ünlü ressamlarla ilgilenmek dışında hayatının son dönemlerinde Mihri Hanım’ın tablolarına konu olmuştur. Mihri Hanım şair hakkında çok şey duymuş ve bütün şiirlerini bulup okumuştur. Yaptığı resimleri de çok merak etmiş ve kendisine duyduğu hayranlıktan dolayı Fikret’in resimlerini çizmek istemiştir. Bu yüzden Aşiyan’a gitmiş ve Tevfik Fikret’in portrelerini yapmaya başlamıştır. Mihri Hanım okulda olduğu ders saatleri dışında bütün vaktini Tevfik Fikret’in resimlerini çizmeye harcamış, birisi bitince bir yenisini çizmiştir.
Tevfik Fikret’in Aşiyan’daki evinin, bir dönem Mihri Hanım’ın da çalışma mekanı olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte Mihri Hanım, Fikret’in şiirlerini çok güzel yorumlamıştır. Fikret için ilk okuduğu şiiri Girye-i Matem olmuştur;
Seni görmek… sana ah etmek için
Seni takip ederek gitmek için
Koşarım yeis ile amma nereye
Koşarım pencereden pencereye
Çıkamam ortaya iffet mani
Bu kadınlık bu kabahat mani
Bu benim sevgilimin hasretidir
Gönlümün sevgili bir kasvetidir2.
Tevfik Fikret, Mihri Hanım’ın şiirlerini yorumlamasından çok etkilenmiştir ki, daha sonra kendisinden şu şekilde bahsetmiştir;
“Yukarıda bir hanımefendi var, resimlerimi yapıyor. Bilseniz rübabı o kadar güzel okuyor, o kadar güzel tasvir ediyor ki, yazdığım şeyler bu kadar manidar mıymış diye şaşırıyorum. Bana beni anlatmaya başladı. Yazılarımdan ne kadar uzaklaşmışım… şimdi onlar okunurken başkasını dinler gibi oluyorum. Bir daha isteseler yazamam zannediyorum. Kendime kendim de yabancı kalmışım[3].”
Tevfik Fikret, Mihri Hanım ile ilgili anılarını, hayatının son dönemlerinde yanında olan Salih Nigâr Keramet’e şöyle anlatmıştır:
“O gün kendi eliyle buzlu şerbet ikram etti. ‘Siz bunları içinceye kadar bana müsaade edin. Yukarıda hanımefendi beklemesin. İzin verirse yaptığı resimleri de getiririm. Fevkalâde şeyler. Sakın gitmeyin.’ dedi. Bastonuna dayanarak çıktı. Yarım saat sonra gene indi. Ressam Mihri Hanım’ın pastel ve karakalemle yaptığı tasvirleri getirdi. Bir profil var ki, onu hepsinden fazla seviyordu. ‘Bakın bu ne güzel, benim başımı ne harikulade gösteriyor. Şöyle buruna doğru incelen bir baş. Şu burnum biraz daha uzasa başım bir fil başı gibi olacak.’ dedi ve güldü.[4]”
Tevfik Fikret Portresi, Kağıt üzerine pastel boya Boyutlar: 33 x 41 cm Bulunduğu, Yer: Topkapı Sarayı Müzesi http://turkishpaintings.com/index.phpp=37&l=1&modPainters_artistDetailID=1490 [07.05.2017].
[1] Aşiyan Müzesi, http://www.asiyanmuzesi.com [05.05.2017].
[2] Hıfzı Topuz, Elbet Sabah Olacaktır, 6. bs. (İstanbul: Remzi Kitabevi, Ekim 2012), 232.
[3] Şahin, Selal, “Tevfik Fikret Şiirlerinde Renk Bildiren Kelimelerin Kullanılması Üzerinde İnceleme ve Değerlendirme”, (Yüksek Lisans Tezi. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002), 58.
KAYNAKÇA
Aral, Nur, Ömer Yiğit. “Ressam Mihri Müşfik: Türk Resmi Ve Sanat Eğitiminde Bir Kadın Öncü”. Akademik Araştırmalar Dergisi. S. 41 (2009): 187-196.
Aşiyan Müzesi. http://www.asiyanmuzesi.com
Fuat, Mehmet. Tevfik Fikret. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Mart 1995.
Kadir, A. Bugünün Diliyle Tevfik Fikret. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Kasım 2014.
Seyran, Emine. “Mihri Müşfik (Yaşamı ve Sanatı)”. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2005.
Şahin, Selal. “Tevfik Fikret Şiirlerinde Renk Bildiren Kelimelerin Kullanılması Üzerinde İnceleme ve Değerlendirme”. Yüksek Lisans Tezi. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002.
Topuz, Hıfzı. Elbet Sabah Olacaktır. 6. Bs. İstanbul: Remzi Kitabevi, Ekim 2012.
Daha fazla içerik için tıklayınız.
Cemile Manolya
Ocak 18, 2020Her zamanki gibi enfes bir yazı Maide Hanım. Ellerinize sağlık
Yasmak Kemer
Ocak 11, 2024it would be better to correct the translation errors that mentioned Mrs Mihri Hanim as “he” instead of “she”